Haftanın Sergisi 22

-
Aa
+
a
a
a

Haftanın Sergisi  22

 

Şerif Erol: Bugün galiba sergiler açılıyor?

 

Haldun Dostoğlu: Evet, bugün açılan iki sergi var; dün açılan bir sergi vardı, önümüzdeki günlerde yeni sergiler açılacak. Mart ayının ikinci haftasındayız ve Mart ayı etkinlikleri, kültür kurumlarının, galerilerin etkinlikleri gündeme geliyor birbiri ardından; bu demektir ki Mart sonuna kadar, Nisan ayına kadar yeni sergiler görme şansımız olacak. Bugün açılan iki sergiden biri Cam Sanat Galerisi'nde. CAM Contemporary Art Marketing’in yeni yeri Şehbender sokakta, Babylon’un karşısında biliyorsunuz, orada genç kuşak sanatçılardan Seçkin Pirim’in ‘Arada Zamanlar’ adını verdiği bir heykel sergisi açılıyor. Bu heykel konusunu Rahmi Aksungur’un sergisi sırasında bir kere dile getirmiştik, heykeltraşa çok sık rastlanan bir sanat ortamımız yok, öyle bir toplum değiliz, heykelle zaten yeni haşır neşir olmaya başlayan bir toplumuz. Seçkin Pirim’in de aslında kaçıncı sergisi olduğunu hatırlamıyorum, ama benim bildiğim 3 sergisi var geride kalan; bu genç kuşak sanatçılar arasında çok ümit vaad eden, farklı malzemelerle, farklı plastik değerler peşinde koşan bir sanatçı. Doğrusu ben önümüzdeki 5, 10, 20, 30 yıl içinde Seçkin Pirim’in Türk heykel dünyasının önemli bir yerİNde olacağını tahmin ediyorum. Bu sergisinde de hem duvar yüzeyi için, hem üç boyutlu, ortada heykelleri olacağını öğrendim, sergiyi henüz görmedim, bugün açılıyor.

 

Bugün açılan bir diğer sergi de 17 Nisan’a kadar sürecek, Sparwasser HQ adlı bir grup var, bu grup çalışmalarında Platform Güncel Sanat Merkezi’nde bugünden itibaren sergileyecek. Doğrusu istersen merak ettim kimdir bu Sparwasser HQ? Sergiyi de gördüm, oradan edindiğim bilgiyi hemen aktarayım; “Sparwasser HQ ticari amaç taşımayan bir sanatçı projesi ve aslında bir proje rüyası, Lise Nellemann, Louise Witthoeft ve Lasse Jensen -bunların İskandinav oldukları anlaşılıyor- tarafından işletilen ve kurulduğu 2000 yılından bu yana bir iletişim merkezi olarak konumlandırılan Sparwasser HQ, İskandinav sanat çevresine bağlı olmakla beraber kendini uluslararası çok dilli sanat çevresinin bir parçası olarak görüyor. Sparwasser HQ, teori ve pratiği, üretim ve iletişimi, politika ve estetiği bir araya getiriyor. Çeşitli sanat ve sergileme uygulamalarını karşılaştırarak günümüzün toplumunu ve 
sanatsal üretim koşullarını  incelemek amacıyla, sanatı alternatif bilgi üretiminin önemli bir yolu olarak kabul ediyor. Her mekanı farklı bir iş olarak kabul eden Sparwasser HQ’nun çalışması, büyük bir sanatçı ve teorisyen grubunun, programa ve mekanın günlük işleyişine açık ve sürece dayalı katılımıyla belirleniyor. Teori ve organizasyon bu işbirliği sonucunda ortaya çıkıyor. Yeni projeler, Sparwasser’in stratejilerinin sürekli sorgulanmasına ve yeniden şekillendirilmesine yol açan yoğun bir fikir alışverişinden doğuyor. Aylık sergilerle beraber video gösterimleri, sanatçı konuşmaları ve canlı performansları içeren geniş bir çalışma, güncel sanat uygulamalarını tekrar gözden geçiriyor ve amaçlarını genişletiyor”. Galiba bu ‘HQ’ hakkında bir tahminin var, ‘High Quality’ olabileceği konusunda?

 

ŞE: Bilemiyorum olabilir mi, ama öyle ise o zaman o şekilde okunması lazım.

 

HD: Benim gördüğüm, sergilenen şeylerden edindiğim izlenim de sanki olamayacağı yönünde, çok politik tavırlı bir şey, günümüzde küreselleşme ve bunun yarattığı, maruz kaldığımız ortama bir protest tavrı ile ortaya çıkmış, oluşmuş bir grup olduğunu seziyorum. Kapitalizmin acımasız kurallarına karşı çıktıkları belli olan manifestoları, yazılı, görsel çalışmaları var. Bir afişlerini de bugün size getirdim, kapıya astım. Dolayısıyla bu sergide az önce sözünü ettiğim bir heykel sergisinin plastiği gibi bir estetik dünyanın yapıtlarını bulmamız söz konusu değil, burada artık başka şeyler söz konusu ama sanat/hayat birbirinin içine kadar girdi, ki hele günümüzde neyin sanat, neyin hayatın bir parçası, neyi nereden, nasıl çizgiyi geçireceğiz, ayıracağız belli değil. Dolayısıyla bu sergiyi de dinleyicilerimize önermekten dolayı kendimi çok rahat hissediyorum.

ŞE: Bu bahsettiğin Platform Güncel Sanatlar Merkezi’nde değil mi?

 

HD: Evet, İstiklal caddesinde. CAM yine İstiklal caddesinden ulaşılabilen Şehbender sokakta. Hazır İstiklal caddesinde iken serginin yarın ve Cumartesi son iki günü, Deniz Bilgin’in retrospektifi Karşı Sanat Galerisi'nde Cumartesi günü sona erecek. Deniz Bilgin’in o kendine has fantastik dünyasını bilmeyenler, bilip de yeniden hatırlamak isteyenler için şiddetle tavsiye edebileceğim bir sergi. Onun dışında bakalım yeni açılan ve bizim söz etmediğimiz neler var? Pİ Artswork’de Emel Akın’ın ‘Cehennem Kapısı’ adlı bir sergisi açılıyor Cumartesi günü. İlayda Sanat Galerisi'nde ‘Seçkin Erk’ adlı, kadın sanatçılardan oluşan bir sergi. Hem seçkin olduklarını, seçkin bir sanat yaptıklarını hem de iktidar sahibi olan sanatçılardan Şeniz Aksoy ve Ümran Bulut...

 

ŞE: ‘Seçkin Erk’ serginin başlığı mı?

 

HD: Serginin başlığı hakikaten; şöyle de diyorlar, “İlayda Sanat Galerisi'nde 11 Mart – 5 Nisan tarihleri arasında, ülkemizin önde gelen, her biri kendi sanatsal kimliklerini kanıtlamış 13 kadın sanatçımızın son yapıtlarını, herbiri seçkin ve erk sahibi kadınlarımızdan oluşuyor”.

 

ŞE: Evet, kaçırmamamız lazım.

 

(11 Mart 2003 tarihinde Açık Radyo’da yayınlanmıştır.)